Alevilerden resmen özür dilenmeli – Yeni Özgür Politika

Sivas Katliamı anma
- Madımak’ta yakılarak katledilenler binlerce kişi tarafından anıldı. DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, “Meclis’te bu süreci takip edecek bir komisyonun kurulmalı; yüzleşmeli ve resmi bir şekilde özür dileyebilmeli” dedi.
Sivas’ta bulunan Madımak Oteli’nde 32 yıl önce katledilen 33 aydın, yazar ve sanatçı için anma etkinliği düzenlendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) öncülüğünde yapılan anma etkinliğine binlerce kişi katıldı.
Binlerce kişi, 33 aydının fotoğraflarıyla Hacı Bektaş Veli Dernekleri önünden katliamın yaşandığı Madımak Oteli’nin önüne kadar yürüdü. Otelin önüne karanfiller bırakılırken, katledilenlerin anısına semaha dönüldü. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, Kamu Emekçileri Konfederasyonu Sendikası (KESK) Eşbaşkanları Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz’ün yanı sıra Alevi örgütlerinin temsilcileri de anmaya katıldı.
Yaraların iyileştirilmesi gerekir
Anmada konuşan Tülay Hatimoğulları, “Sazıyla, sözüyle, semahıyla Sivas’ta buluşma gerçekleştiren değerli canlarımız burada diri diri yakıldı. Yakılan sadece o insanlar değildi, ortak yaşamdı, sazdı, sözdü, türküydü, semahtı. Alevi canlar ne yazık ki Türkiye coğrafyasında Koçgirî, Dêrsim, Çorum, Gazi’de katledildi” dedi. Yaşanan acılardan kaynaklı açılan yaraların iyileştirilmesi gerektiğini vurgulayan Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi: “Tarihimizde çok büyük acılar var. Bizlerin bu acıları iyileştirmesi lazım. Bizlerin bu acıları sarıp sarmalaması lazım. Bunlar sadece sözle olmaz, icraatla mümkündür. Bu tarihin karanlık sayfalarıyla cesur bir şekilde yüzleşmek lazım. Cesur bir şekilde Meclis’te bu süreci takip edecek bir komisyonun kurulması lazım. Bu komisyon, yaşanan bütün bu katliamlar için resmi bir şekilde özür dileyebilmeli, resmi bir şekilde bu hakikatlerle yüzleşmeyi başarmalıdır. Bizler bunları beklerken ne yazık ki mevcut AKP iktidarı ne yaptı? Alevi inancını Kültür ve Turizm Bakanlığına bağladı. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Alevilik bir inançtır, özgürdür. Aleviler bu topraklarda misafir değildir, bu toprakların asli parçasıdır. Kürt, Türk, Arap ve sayamadığım bütün halklardan Aleviler olarak bizler bu coğrafyanın misafiri değiliz. Bizler burada bu mahallenin asli sakinleriyiz, Türkiye’nin asli yurttaşlarıyız. O yüzden günümüzde bu yüzleşmenin sağlanması çok önemli.
Eşit yurttaşlık temelinde
Sayın Öcalan, gerçekleştirmiş olduğu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nda bütün halkların ve inançların Türkiye’de eşit yurttaşlık hakkı temelinde yaşam sürmelerini savunuyor. Nasıl ki Aleviler dünyada yaşayan insanlara aynı nazarla, Türkiye’de yaşayan 72 millete aynı nazarla bakıyorsa bu anlayışın ve bakış açısının resmi olarak da toplumsal olarak da yerleşmesini önemli buluyoruz. Daha birkaç gün önce Taksim’de, İstanbul’un göbeğinde Sivas Katliamı’na benzer bir olay yaşadık. Yayınladığı bir karikatürden dolayı Leman dergisi çok yoğun bir baskıya ve bir güruhun saldırısına maruz kalmıştır hem de polislerin gözü karanlık güruhların buldukları fırsatlarla, oluşturdukları provokasyonlarla devreye girmesini asla kabul etmiyoruz. Hele de barışı konuştuğumuz şu günlerde bu tarz karanlık güruhların ortaya çıkması sürece hizmet etmez, tam tersi bir etki yaratır.
Kardeşliği özde tesis edelim
Bizler bir kez daha diyoruz ki barışı konuştuğumuz bu süreçte Türkiye’de yaşayan bütün farklı halklar ve inançlar eşit yurttaş olarak kabul edilmeli, görülmeli. Bu anlamıyla en önemlisi bir toplumsal uzlaşının sağlanması ve bu uzlaşı çerçevesinde ülkemizde ciddi yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu coğrafyada çok acılar çektik. Aleviler katledildi, farklılıklar yok sayıldı, farklı kimlikler dışlandı. Biz bir kez daha diyoruz ki gelin, bu acılara hep beraber merhem olalım. Gelin, halkların kardeşliğini sözde değil, özde tesis edelim. Gelin bunun için hem toplumsal düzeyde hem yasal düzeyde daha ciddi ve daha somut adımları hep beraber alalım.
Utanç müzesine çevirelim
Madımak Katliamı ile hakiki bir yüzleşmeyi mutlaka hayata geçirmeliyiz, özür dilemeliyiz. Önünde durduğumuz Madımak Oteli’ni bir utanç müzesine çevirerek bu onarıcı hamleyi hep beraber yapabiliriz. Bir kez daha yitirdiğimiz bütün canları saygı ve minnetle anıyorum. Onları asla unutmayacağız.”
Yüzleşmeden adalet olmaz
PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe ise yüzleşme sağlanmadan adaletin gelmeyeceğini vurguladı. 30’uncu yılında Sivas Madımak Katliamı davasının zaman aşımına uğratıldığını, ancak mücadelelerinin süreceğini belirten Erçe, “Bu davanın bugüne getirilmesinde emek verenlere teşekkür ediyorum. Bu davanın adaletle sonuçlanmadan Hakk’a yürüyen canlarımıza selam olsun. Bir kez daha söz veriyoruz; unutmayacağız, bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz” dedi.
Anma, “Sivas’ı unutma, unutturma” sloganlarıyla son buldu. SİVAS
* * *
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Madımak Katliamı’nın 32. yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 32 yıl geçmesine rağmen adaletsizlik ve hukuksuzluğun devam ettiği, nefret suçunun üstünün örtülmek istendiği kaydedildi. Açıklamanım devamında şu ifadelere yer verildi: “Kirli hesaplar yapan bu anlayış, benzer planları Çorum ve Mereş’ta da hayata geçirmeye çalışmıştır. Katliamın üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen halen saldırganları koruyanlar, ödüllendirenler ve yargıya yön verenler iyi bilmeliler ki; hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaklar. Alevi katliamlarıyla empati kurmayan bir iktidarın demokratikleşmesinin mümkün olmayacağını beyan etmek isteriz. Alevi yurttaşlarımızın kimliğini hedef alan ve inancına saygı göstermeyen anlayış karşısında asla sessiz kalmayacağız, her türlü ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık talebini haykırmaya devam edeceğiz. Bu insanlık suçunu bir kez daha kınıyor, adaletin yerini bulması için katliamla yüzleşmesi gerektiğini vurguluyoruz. Katliamda kaybettiğimiz tüm canların anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.”
* * *
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yaptığı açıklamada, katliamı “Türkiye tarihinin kara lekesi” olarak nitelendirdi. Açıklamada, “Bu katliam, yalnızca bir topluluğa değil, insanlığın vicdanına, barışa bir arada yaşama iradesine ve demokrasiye yönelik bir saldırıdır” denildi. Aradan 32 yıl geçmesine rağmen faillerin hesap vermedikleri vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “HDK olarak Sivas Katliamı’nı bir kez daha lanetliyor, katledilenleri saygıyla anıyor ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Sivas Katliamı, Roboskî’den Cizre’ye, Suruç’tan Gezi’ye uzanan bir zulmün, devlet destekli şiddetin ve cezasızlığın bir halkasıdır. HDK olarak bu katliamların hesabını sormak, hakikati açığa çıkarmak ve toplumsal barışı inşa etmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Source link
editor's pick
latest video
news via inbox
Nulla turp dis cursus. Integer liberos euismod pretium faucibua


