Süreç için İngiltere’ye çağrı – Yeni Özgür Politika

Last Updated: 28/06/2025By Tags: , , , , , ,

Tuncer Bakırhan

Tuncer Bakırhan

  • İngiltere Parlamentosu’daki konferansta konuşan DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, İngiltere’yi çözüm sürecinde AB ülkeleriyle birlikte daha sorumlu bir aktör olmaya çağırdı. 

NEJLA ARİ / LONDRA

DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, “Öcalan’ın barışın maestrosu olduğu gerçeği artık gözardı edilmemeli. Sadece Türkiye’nin iç barışına değil, Suriye’den Irak’a kadar uzanan coğrafyanın demokratik dönüşümüne de ışık tutmaktadır” dedi. 

İngiltere Parlamentosu’nda dün “Türkiye, Kürtler ve Ortadoğu’nun Bugünü: Barış ve İstikrar Yolu” başlıklı bir konferans düzenlendi. Lordlar Kamarası’ndaki konferansta hem Kürt sorununun çözüm yolları hem de dünya genelindeki barış ve uzlaşı süreçleri masaya yatırıldı. Üç ayrı panelden oluşan konferansın ilk oturumu, Kürt siyasetçi Osman Baydemir başkanlığında gerçekleşti. Konuşmacılar arasında DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, Prof. Abbas Vali, gazeteci-yazar Ezgi Başaran, Rojava üzerine araştırmalar yapan Ferhad Hemmi yer aldı. 

Hukuki ve siyasi sorumluluk

DEM Parti Eşbaşkanı Bakırhan, konuşmasında Ortadoğu’da süregelen krizlerin ve güç mücadelelerinin çözüm adresinin, demokratikleşme olduğunu vurguladı. Bakırhan, ulus devletçi paradigmanın çöktüğünü ve yerine etnik ve mezhepsel farklılıkların tanındığı “Demokratik Ulus” modelinin inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Bakırhan, “Ortadoğu’da kaosun ateşi büyürken, Türkiye barışın meşalesini daha da yükseltmeli; hukuki ve siyasi sorumluluklarını gecikmeden hayata geçirmelidir. Zaman, hem ülke içini hem de bölgeyi su olup serinletme zamanıdır” dedi. 

Barışın yol haritasını çiziyor

Kürt Halk Önderi Öcalan’ın Ortadoğu’nun karmaşık siyasi dokusunda barışın yol haritasını çizen stratejik bir aktör olduğunun altını çizen Bakırhan, şöyle konuştu: “Öcalan’ın barışın maestrosu olduğu gerçeği artık gözardı edilmemeli. Sadece Türkiye’nin iç barışına değil, Suriye’den Irak’a kadar uzanan coğrafyanın demokratik dönüşümüne de ışık tutmaktadır. İmralı’daki düşünsel üretimi, etnik ve mezhepsel çatışmaların yerini demokratik çoğulculuğun alabileceği ‘Demokratik Ulus’ modelini ortaya koymaktadır. Bu model, bölgedeki tüm halkların kendi kimliklerini yaşayabilecekleri yeni bir siyasi perspektif sunmaktadır. Öcalan’ın barış felsefesi, Ortadoğu’nun yüzyıllık otoriter devlet geleneğine alternatif geliştirmektedir. Hem Türkiye’nin demokratikleşme süreci hem de bölgenin barış ve istikrara kavuşması açısından Öcalan’ın düşüncelerinin hayata geçirilmesi kritik önemdedir. Bu durum, tarihsel bir fırsat penceresi yaratmaktadır. Sayın Öcalan’ın bu tarihsel fırsat penceresinden Türkiye, bölge ve dünya ile özgür iletişimini sağlayacak uygun koşulların yaratılması büyük önem taşıyor.”

 

 

İngiltere katkı sunsun

Konuşmasında İngiltere’ye de özel bir bölüm ayıran Bakırhan, bu ülkenin Ortadoğu’daki tarihsel etkisine dikkat çekti. İngiltere’nin çözüm süreçlerine katkı sunması gerektiğini belirten Bakırhan, şunları söyledi: “İngiltere, bölgeyi en iyi bilen ülkelerden biridir. Bu bilgi birikimini, geçmişin hatalarını tekrar etmemek ve barışa zemin hazırlamak için kullanmalı. İngiltere’nin sorumluluk alabilen, bölge barışına katkı sunan bir aktör olması tüm halkların yararına olacaktır. Başta İngiltere olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinin çözüme katkı sunan bir pozisyonda olmasını temenni ediyoruz. İngiltere’nin Ortadoğu konusundaki tarihsel birikimi, bizim barış ve çözüm odaklı yaklaşımımızla buluştuğunda güçlü bir ortaklık zemini oluşturabilir. Hem Kürt sorununun çözümü hem de bölgesel istikrarın sağlanması için bu ortaklık önemlidir.” 

Çözümün garantisi yasal değişim

Profesör Abbas Vali ise barış sürecinin yalnızca iki taraf arasındaki bir müzakere olarak görülmemesi gerektiğini, bunun Türkiye’deki yerleşik otoriterliğe karşı demokratik bir meydan okuma anlamı taşıdığını söyledi. Kürtler açısından, silahlı mücadelenin sona erdiğini kabul etmekle silahları bırakmak arasında önemli bir fark bulunduğunu belirten Vali, “Silah bırakmak, bir ön koşul değil; kapsayıcı ve gerçek bir demokratik müzakere sürecinin sonucudur. Anayasal yapı başta olmak üzere, yapısal reformlar gerçekleştirilmeden kalıcı barış ve anlamlı bir demokrasiye ulaşmak mümkün değildir” dedi. 

Bölgesel barışın temel taşı

Konferansa katılamayan Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed ise yazılı bir mesaj göndererek görüşlerini paylaştı. Kürt sorununun çözümünün Ortadoğu’da kalıcı barış için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Îlham Ehmed, bölge ülkelerinin Kürtlere yönelik inkar ve baskı politikalarını eleştirdi ve uluslararası topluma net çağrılarda bulundu. Mesajında, Kürt sorununun çözümünün yalnızca Kürt halkı için değil, tüm Ortadoğu için barışın anahtarı olduğunu vurguladı. Ehmed, “Ortadoğu’da süren çatışmaların temelinde, halkların bastırılması ve haklarının inkarı yatıyor. Kürt sorununun çözülmesi, bölgesel barış için bir temel taşıdır” dedi.

Suriye anayasında yer almalı

DAİŞ tehdidine karşı kurulan öz savunma sistemi ve çok etnikli ittifaklarla hem Kürt halkının hem de küresel güvenliğin korunduğunu ifade eden Îlham Ehmed, “QSD’nin fedakarlıkları unutuluyor. Kürt halkı için anayasal güvenceler nerede? Terörizme karşı verilen mücadelede övgüyle anılan o uluslararası destek şimdi nerede?” diye sordu. 

“Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey, Kürt halkının meşru taleplerine yönelik samimi bir uluslararası taahhüttür” diyen Îlham Ehmed, “Eğer Kürtler bir kez daha Suriye anayasasında yok sayılırsa, bu bölgede barış olmayacaktır” diyerek uluslararası kamuoyuna net bir uyarıda bulundu. 

Uluslararası kamuoyuna çağrı

Îlham Ehmed, PKK’nin barış yönünde attığı tarihi adıma da dikkat çekerek, “Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan başlattığı girişim, silahlı mücadeleye son verilmesini sağladı. Ancak bunun başarıya ulaşması için anayasal ve yasal güvenceler şarttır” dedi. Îlham Ehmed, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı ve şu somut öneriler sundu:

* Suriye’deki siyasi süreci izlemek ve desteklemek üzere parlamenter, diplomat ve medya temsilcilerinden oluşan bir komite kurulması,

* Türkiye’deki barış sürecini takip edecek ve Öcalan ile görüşme talebinde bulunacak bir komite oluşturulması,

* İran-İsrail çatışmalarını izleyip bu bağlamda Kürt meselesini gündeme taşıyacak bir gözlemci grubun hayata geçirilmesi.

Sinn Féin: Öcalan serbest bırakılmalı

Konferansa bir diğer önemli mesaj da Sinn Féin’den geldi. Mesajda, Kürt Halk Önderi’nin 27 Şubat’taki çağrısının, barış ve demokratik toplum çağrısının tarihi bir fırsat olduğu vurgulandı.

Partinin eski başkanı Gerry Adams ve Ulusal Başkanı Declan Kearney MLA’nın da aralarında bulunduğu Sinn Féin yöneticilerinin, çağrıya destek verdiği hatırlatıldı. Türk hükümeti ile Kürt siyasi temsilcileri arasındaki herhangi bir barış sürecinde tüm tarafların yer almasının ve diyaloğun hayati önemde olduğunun altı çizilerek, “Her şeyden önce, Sinn Féin Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması gerektiğine inanmaktadır. Onun özgürlüğü, kapsayıcı bir sürecin başlaması ve siyasi bir anlaşmaya varılması açısından temel bir adımdır” denildi. 

Raydan çıkarsa sorumlusu Kürtler değil 

Gazeteci ve akademisyen Ezgi Başaran, Türkiye ile PKK arasında süren çatışmanın yeni bir evreye girdiğini vurguladı. Başaran, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin söylem değişikliğini hatırlatarak, bu dönüşümün arkasında Ortadoğu’daki değişen güvenlik dengelerinin etkili olduğunu savundu. “Öcalan’ın yıllardır yaptığı uyarılar bugün stratejik belgeler gibi görülüyor” diyen Başaran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2013 barış sürecinden siyasi olarak fayda sağlamadığını gördüğü için bugün aynı rolü üstlenmek istemediğini söyledi. Başaran, “Eğer bugün de bu tren raydan çıkarsa Kürt halkının cesaretsizliğinden değil, bölgesel güçlerin barış yerine tahakkümü tercih etmesinden olacak” dedi.

Tüm Ortadoğu için anahtar

Konferansa Almanya’dan katılan araştırmacı gazeteci Ferhad Hemmi ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ele aldı. Türkiye destekli çetelerin Şehba ve Minbic gibi bölgelere yönelik saldırılarının ciddi insan hakları ihlallerine yol açtığını vurgulayan Hemmi, Kürt Halk Önderi’nin barış çağrısının kritik ve tarihi bir fırsat sunduğunu ifade etti. Suriye’de üç farklı gelecek vizyonunun çatıştığını belirten Hemmi, “Kürt halkının ve Rojava’nın savunduğu demokratik çözüm modeli yalnızca bölge için değil, tüm Ortadoğu için kalıcı barışın anahtarı olabilir” şeklinde konuştu. 

Dünya deneyimleri tartışıldı

İkinci oturumda, dünya çapındaki barış ve uzlaşı süreçleri ele alındı. Unite the Union Sendikası’ndan Clare Baker’ın yönettiği bu oturumda Kolombiya barış sürecinde danışmanlık yapmış Mariela Kohon ile İrlanda’dan Seán Byers söz aldı.

Üçüncü oturumda ise İngiltere’nin barışa nasıl katkı sunabileceği masaya yatırıldı. Freedom for Öcalan kampanyasının başkanı Simon Dubbins’in yönettiği oturumda; İngiliz Lordlar Kamarası’ndan Lord Maurice Glasman, Kürt Kadın Hareketi’nden Meral Çiçek ve Oxford Üniversitesi’nden araştırmacı Stephen Knight konuşma yaptı.

Konferans, Kürt Halk Meclisi Dışilişkiler Komitesi, Kurdisch Progress ve Öcalan’a Özgürlük Sendika Kampanyası organizasyonuyla yapıldı. 


Source link

editor's pick

latest video

Mail Icon

news via inbox

Nulla turp dis cursus. Integer liberos  euismod pretium faucibua